Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan: “Eğitim Sistemi Ortak Sınavlarla Belirlenecek”
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, yeni eğitim-öğretim dönemi başlarken tartışılan yeni düzenlemeleri değerlendirdi. Ortaöğretim düzeyinde ortak sınav uygulamasını olumlu bulduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, bunun öğrencileri ve öğretmenleri motive edeceğini belirtti. Ancak bu uygulamanın etkisiyle okulların özel dershaneye dönüşmemesi için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini de vurguladı.
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, 11 Eylül’de başlayan 2023-2024 eğitim-öğretim yılında uygulanması planlanan yeni düzenlemeleri değerlendirdi. Prof. Uygun adım olarak ilkokul düzeyinde sınavların kaldırılması. Dr. Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası değerlendirmelerle birlikte her zaman kendi sisteminin başarısını ölçebilecek bir sisteme ihtiyacı olduğunu da belirtti. Prof. Dr. İrfan Erdoğan’ın değerlendirmelerinden öne çıkanlar şöyle:
“APRO EĞİTİM ATMOSFERİNE DAHA UYGUN”
Okulların başlangıç dersleri için bir hafta önceden eğitim ve öğretime başlaması oldukça faydalıdır. Aynı şekilde hem öğretmenler hem de öğrenciler için önlük kullanılmasına ilişkin kararın yerinde olduğunu düşünüyorum. Önlüksüz, önlüksüz dönemi yaşadık. Her iki durumun da belirgin yararları ve sakıncaları vardır. Ancak son yıllarda ailelerden ve eğitimcilerden önlük talebinin arttığını görüyoruz. Bunun ilk ve ortaöğretimde öğrencilerimize daha olumlu bir eğitim ortamı yaratılmasına katkı sağladığını görüyoruz.
“İLKÖĞRETİMDE SINAV BASKISI TAMAMEN ORTADAN KALDIRILDI”
Zaten ilkokul 4. sınıfa kadar sınavlar kaldırılmıştı. Artık yaşlılar için de böyle bir düzenleme yapılıyor. Bu iyi bir adım. O yaş seviyesinde sınav baskısı çocuklarımızın gelişimini olumsuz etkiliyor. Bu kademelerde başarıya odaklı, sınav baskısından etkilenmeyen eğitim ve öğretim genel olarak tüm dünyada tercih edilen bir yaklaşımdır.
“ORTAK SINAVLAR HAREKETLİLİK YARATACAK”
Ortaöğretim kademesindeki ortak sınav uygulamasını kendimize ayna tutmamızı sağlayacak bir düzenleme olarak görüyorum. Özellikle son yıllarda PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) ve TIMSS (Uluslararası Matematik ve Bilim Araştırması) gibi uluslararası değerlendirmelerle kendimizi tanımaya çalışıyoruz. Ancak öncelikle bunu yapmalıydık. Çocuklarımızın okullarda, ilçelerde, illerde ve ülke genelindeki durumlarını tespit etmesi beklenen bu ortak sınav uygulaması, vereceği detaylı bilgilerle oldukça işlevsel olacak. Böylece inanılmaz kaynaklar ayırdığımız eğitim sistemini daha iyi anlamış olacağız. Sistem kelimenin tam anlamıyla işaretlenecektir. Ortak sınav uygulaması hem öğrencileri hem de öğretmenleri her zaman tetikte tutacaktır. Bu durum okullar, ilçeler ve iller bazında da hareketlilik yaratacak.
“ORTAK SINAVLAR OKULLARIN KAPSAYICI DERSLİK HALİNE GELMESİNE YOL AÇMAMALI”
Ancak uygulanması planlanan ortak testlerin merkezi bir konuma gelmesinden endişe duyuyorum. Bu durumda okulların doğallığı ve özgün yerelliği zarar görecektir. Öğretmenler ve öğrenciler de teknik ve nesnel hale gelebilir. Böyle bir sonuç okullarımızın özel dershaneye dönüşmesine yol açabilir. Bu sayede eğitim, ders mantığıyla düzgün bir şekilde öğretme tuzağına düşürülebilir. Bu sonuçların yaşanmaması için önlem almamız gerekiyor. Bu nedenle ortak sınavın sonuçları birkaç yıl gizli tutulabilir ve yalnızca siyaseti geliştirmek amacıyla kullanılabilir.
“ANADOLU LİSESİNDE DEĞİŞEN DERS PROGRAMLARI OLUMLU”
Bu eğitim-öğretim yılında yapılan bir diğer önemli düzenleme ise Anadolu liselerinin ders programları ile ilgili. Bu lise hekimliğinde aslında örtük bir “iki artı iki” yapısını benimsedik. 9. ve 10. sınıflar için temel bilimlere dayalı ortak ders programı hazırlandı. 11. ve 12. sınıflarda seçmeli derslerden oluşan bir ders havuzu oluşturuldu. Çünkü bu sınıflardaki seçmeli derslerin toplam saati, zorunlu derslerin toplam saatini aşmaktadır. Bu doğrultuda öğrencilere ilgileri ve potansiyelleri doğrultusunda ücretsiz yönlendirme sağlanmaktadır. Bu aslında zaten yoğun olan iş temposunu hafifletmek anlamına geliyor. Ayrıca 12. sınıfa devam eden öğrenciler bu ders programı ile üniversiteye geçiş hazırlıklarını daha kolay yapabilecekler.
“ÖĞRETMENLERE VE ÖĞRENCİLERE BİRÇOK TALİMAT VERDİK”
Temeli öğretmen ve öğrenci olan sistemi biraz rahat bırakmamız lazım. Özellikle son yıllarda öğretmen ve öğrencilere çok fazla talimat verdik, görevlerini çok fazla tanımladık. Bu artık içinden çıkılmaz, bitmeyen bir döngüye dönüştü. En iyi eğitimsel atılımların, tanımların ve talimatların en az verildiği dönemlerde meydana geldiği ortaya çıktı. Bu nedenle öğretmen ve öğrencilerin öğretme ve öğrenme konusunda kendi sorumluluklarını üstlenebilecekleri bir sistem ve kültür oluşturmaya yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir. Eğitim sistemimizi yetersiz ve sorunlu görmeyelim. Çünkü öyle değil, sistemimiz tamamen yetersiz ya da başarısız değil. Düzeltilmesi ve geliştirilmesi gereken alanlar var. Bu nedenle sistemi itibarsızlaştıracak niyet ve yargılardan kaçınmak gerekir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı